Biz Gökçeadalıların en önemli sorunlarından biri de
yolsuzluk. Koskoca adada doğru dürüst bir yol yok. Öncelikle merkezimize
bakalım. Ana caddemizdeki asfalt dahi harap olmuş vaziyette. Neredeyse hemen
her yıl asfaltlanan bu yol yazın sıcaklık 35 dereceyi geçtiği anda sıvı hale
geçiyor, hem araçları mahvediyor hem de yolumuzu daha da berbat ediyor. Kış
geldiğindeyse tek bir gün kar yağsa parça parça kalkan asfaltta çukurlar
oluşuyor. Merkezden neredeyse Uğurlu Köy’e kadar uzanan yolumuzda mükemmel
çukurlar ve de virajlarımızla birlikte hoplaya zıplaya yol almak durumunda
kalıyoruz. Gözümüzü Toplu Konutlar Köyü’ne çevirdiğimiz zaman başka bir acı
tablo karşımızda. Yıllar önce yapılan bu evler, iki katlı olmaları ve de bahçe
içine kondurulmaları sebebiyle bence adamıza oldukça uygun bir mimari tarzda
inşa edilmişler. Çevre yolları da sanırım beton dökülerek yapılmış. Uzun yıllar
içerisinde elden geçirilmeyen bu yollar delindikçe, çöktükçe küçük tamiratlarla
bugüne gelmiş. Ancak bu yolların gerçekten elden geçirilmesi gerekiyor. Bu
yollara bakım yapılmazsa üstleri kaliteli bir asfalt veya kaliteli betonla
geçilmezse birkaç yıl içerisinde bugünkü hallerini bile arayacağız. Toplu
Konutlar Köyü’nün hemen üst tarafında yeni inşa edilen çok katlı binaların
bulunduğu Yeni Köy’ün hali ise içler acısı. Binaları çevreleyen duvarların
dışında araçlarınızı bırakıyorsunuz. Aracınızla ilerlerken resmen off road
yapıyor gibisiniz. Bu bölüm sadece kepçelerle açılmış ve de toprak olarak
bırakılmış. Aracınızdan oturduğunuz binaya kadar on adım atmanız gerekse bile,
bu on adımda başınıza gelmeyen kalmıyor. Sanki Gökçeada’nın en ücra
köşesindeymişçesine bakımsız bir yol. Eğer aracınız yoksa vay halinize. Bir de
üstüne yağmur veya kar yağmışsa evinize ulaşmak tam bir eziyet. Çamur içinde
kalıyorsunuz. Hele hele yağmur sonrası
evinizden çıkıp iş yerinize gitmek istiyorsanız durum daha da vahim. Çünkü ayak
bileklerinize kadar çamura gömülüyorsunuz. Bu nasıl bir anlayıştır ki onlarca
kişiyi bir araya topluyorsunuz, bu evleri hiç de ucuza satmıyorsunuz, kiraya
verirken de ciddi kiralar alıyorsunuz ama iş yolunu yapmaya gelince “Ben bilmem
büyüklerimiz bilir” diyorsunuz. Gökçeada
gibi nispeten küçük belediyelerin bulunduğu yerlerde ev inşa edenlerin, ev veya
sitelerin ana yola ulaşmasını sağlayacak sokak ve caddeleri belediyenin alanı,
bu alanı asfaltlamak belediyenin sorumluluğundadır anlayışıyla işe girişmesini
doğru bulmuyorum. Bu deneyimden yola
çıkarak da Belediyemize çağrıda bulunuyorum. Belki şimdiye kadar düşünememiş
olabilirsiniz ancak bundan sonraki iskan izinlerinde, çevre yol ve sokaklarını
asfaltlamayan şirketlere iskan vermeyin. Buralara yüzlerce lira kira veren
binlerce lira satın almak için harcayan insanların haklarını savununuz. Ana
caddeye çıkıp Kuzulimanı’na uzandığınızda burada ayrı bir yolsuzluk gözünüze
çarpıyor. Sahile ulaşmak için belli bir noktadan sonra resmen off road
yapıyorsunuz. Evlerin bulunduğu tarafa girdiğinizde buradaki asfaltın durumu da
içler acısı. Zaten Gökçeada’nın gelen konuklara merhaba diyen yüzü Kuzulimanı’nın
durumu halen çok üzücü. Buradaki depolarının kaldırılmış olması çok güzel bir
adımdı ama çevre düzenlemesi konusunda devamı gelmedi. Şirinköy’ün yollarının
halini konu dahi etmeyeceğim çünkü burada yol olduğu bile tartışma konusu.
Gökçeada’nın en yolsuz köyü Şirinköy. Oysa yaz mevsimi geldiğinde Şirinköy
ciddi bir turizm merkezi haline geliyor.
BEN OYUMU KİNE VERECEĞİM?
Yerel seçim öncesi adamızda çalışmalarına büyük bir hızla başlayan AKP adayı ve
şu anki Belediye Başkanı Yücel Atalay’a, CHP adayı Koray Yücel’e, MHP adayı Ünal Çetin’e, HDP adayı Beşir
Şeker’e sesleniyorum; Gökçeada haritasını önünüze açtığınızda görülen ana ve
tali yolların uzunluğunu ve de bunların asfaltlanmasının maliyetini
hesapladığınızda ortaya karşılanamayacak
bir maliyet çıkacağını sanmıyorum. Bir ada devleti olan KKTC’de dahi, her köyde
her evin kapısına kadar asfalt ulaşıyor. Biz Kıbrıs’a göre çok küçük bir adayız,
bizim de Kıbrıslılar gibi evlerimizin kapısına kadar asfalta kavuşmak hakkımız
değil mi? Haritada tali yol olarak görülen, ancak karayollarının planlarında
görünmeyen bu nedenle de asfaltlanmayan veya bakımı yapılmayan benim hayalet
yollar dediğim yollarda, her yıl bu adaya gelip de bir çukurun içinde saatlerce
kalıp yardım bekleyen Gökçeada sevdalılarının başlarına gelenlerden haberdar
mısınız? Bu olay sonrasında bu
insanların derhal bavullarını toplayarak adamızı terk ettiklerini biliyor
musunuz? Ben biliyorum ve bu basit konunun bir türlü çözüme ulaşamamasına
şaşıyorum. Ben bu yolsuzluk problemini gündemine alan başkan adayına oyumu
vermeyi planlıyorum.